KURUMSAL

Yasemin TUTUŞ Yazarın Tüm Yazıları

YaÅŸayan insan hazinesi, bir kültür abidesi Sadi TELTİK
O bir Nevşehir Sevdalısı,
O 500 kıtalık Nevşehir şiirinin Yazarı,
O bir halk şairi (Ozanca Mahlaslı)
O Nevşiyad Kurucu Başkanı,
O Ozanlar Ocağı Genel Başkanı,
O bir Güftekar,
O bir Araştırmacı, Yazar,
O İLESAM ve MESAM üyesi,
O bir ÖÄŸretmen,
O çok iyi bir Baba,
O MüÅŸfik bir EÅŸ,
O Adam gibi adam kim mi?
İşte Oooo "SADİ TELTİK"...
Selâm; yine, yeniden, yeni bir anlatımla sizlerleyim. Åžimdiye kadar NevÅŸeer'de yaÅŸamış ve Hakk'ın rahmetine kavuÅŸmuÅŸ, NevÅŸeer'imin mozaik taÅŸları dediÄŸim, toprağımın insanlarını yani hemÅŸehrilerimi yazıyordum.
Bence insanın deÄŸeri yaÅŸarkende bilinmeli ve hakettiÄŸi deÄŸer verilmeli diye düÅŸünüyorum.
"İşte geldik, işte gidiyoruz."
Öldükten sonra hatırlansa neye yarar, yadedilse neye yarar.
Maksat sağ iken de kadrini, kıymetini bilmek.
Bunu niden yazdım biliyonuzmu, bir ilk yapıp hem "Sadi Teltik" hocamın hayatını anlatacağım, hem de yaÅŸayan deÄŸerlerimize ıcıcıh dikkatinizi çekeceÄŸim...
Çünküm; okursun Doktor olursun, Mühendis olursun, ÖÄŸretmen olursun, Kaymakam, hatta Vali bilem olursun, emme Allah vergisi yetenek olmazsa ne ÅŸair, ne yazar, ne ressam, ne de sanatçı olabilirsin..
Bikelem "Sanatçı olunmaz, sanatçı doÄŸulur"....
Ben bunu bilirim, ben bunu diriim.
_EL EDEP, VEL HAYA, VEL İMAN_ diyeyim edebimle, adabımla, kâadımla, kalemimle...
Rabbim'e olan sonsuz inancımla vede Rabbim'in izniyle yazmaya başlıyayım.
__Ya Allah, ya Bismillah...
Bugün sizlere NevÅŸeer'imin yetiÅŸtirdiÄŸi nadide cevherlerinden birini yazıvireceÄŸim, kimimi?
_Kendi deyimiyle yazmak;
"Allah'ın bir lütfudur, Allah bahÅŸederse,
"Elin tutarsa, dilin dönerse yazarsın..
"Bana ilham bahÅŸeden en sevgili güzel YAR;
"Onu vasıta kılan cân içinde Cânân VAR....
Diyen büyük Üstad, Ozan, Åžair, Yazar, Güftekar "Sadi Teltik" Hocamı tabikii..
Sadi Teltik ÅŸiiri,
BeÅŸyüze ulaÅŸtırdı,
Şu Nevşehir aşkını,
Sizede bulaştırdı..
Yöresel konuÅŸmaya,
Herkesi alıştırdı,
Ne derlerse desinler,
NevÅŸehir"im bir baÅŸka...
Åžincik usuldan usuldan yazmaya baÅŸlıyayım. Bıldır sınıftayım; telefonum yanıp sönüyor, genelde dersteyken hep sessizdedir, bi bahtım abim.
Hayırdır inÅŸaallah didim. Abimdir büyüÄŸümdür, anamın gıymatlısıdır, babamdan soona atamdır, saygım sonsuzdur, emme hiçte aramaz sormaz durduh yirde beni niye arasın ki didim. Niyse...
Teneffüste geri abimi aradım. Sen didi bi grupta biÅŸiler yazıyormuÅŸsun, hee abi bi gruba girdim iki çızıhtırıyom didim. Bizim Sadi aradı bu "Yasemin TutuÅŸ" sizin sülaleden birimi, grupta NevÅŸehir ile ilgili yazılar yazıyor, aldı grubu götürdü diyerek seni sordu didi. Ben de he benim bacı olur didim, senin telefonunu virdim, bizim Sadi saÄŸlam bir edebiyatçıdır, seni arayıp, konuÅŸacak didi. Ben de oleyy didim.
Abim bizim Sadi didii; tıpkı Taptuk Emre'nin bizim Yunus didiği gibi. Abim bizim Sadi didi, bende de akan sular durdu...
Niden dirseniz ÅŸöyle bi güccüklüÄŸüme döndüm. Siz diyin barnah gadar, ben diyeyim dınnah gadar çocuÄŸum, bes bilemedin altı yasındayım. Abimle, Sadi abi hem mahleden hem okuldan arkadaÅŸlar, ÅŸimdinin deyimiyle "Kanka"lar. Sadi abim okula gidekene bizim gapıya gelir, abime seslenirdi. Ben de odamızın pecesinden bi bakar, abim hazırlanana kadar gopturarak aÅŸÅŸaa iner, devasa cümle gapımızın arka demirini bütün gücümle galdırır, hayadımıza buyur ederdim. Yakası tüylü, açık kahverengi kadifemsi ceketli, bol paça pantolonlu, ince uzun boylu, sert buÄŸulu bakışlı, (saÄŸ üstteki resim)
Sadi abime ....... trene baktığı gibi "alık alık, ölü balık" misali pel pel bakardım. Çocuk aklı iÅŸte ne bilemm...
Sadi abim bizim mahledendi, dibimizde himen ÅŸuracıkta otururdu. Nirde dirseniz ÅŸincik tarif edivireyim. Bizim evden çıhtık, Tavukçu camimizden saÄŸa yukarı doÄŸru döndüh, tarihi mahle çeÅŸmemizin dibinde Kavas'ın Hüseynamın evi vardı, Hüseynam nirdeyse 2 metre boyunda enine boyuna babayiÄŸit bir adamdı. Bizim gapının önünden eÅŸeÄŸiyle baÄŸa gider, gelirdi, rahmetli eÅŸeÄŸe binince ayakları yere deÄŸer, yerde giderdi. Hatta Kavas'ın Hüseynam eÅŸeÄŸe binmiÅŸ, ha binmiÅŸ ha yürümüÅŸ dinirdi. Rahmet canına...
Hüseynamin evinin yanında arabacı AhmetaÄŸan vardı, AhmetaÄŸamın bir oÄŸlu vardı onada baÄŸbıçağı dinirdi. BaÄŸbıçağından bahsetmiÅŸken; Niden dinirdi onuda diyivireyim, namı baÄŸbıçağı asıl adı Mısdavaydı, garibim kendi adını bile bilmezdi. ÇocuÄŸukene garaâadirin Halit ile kavga etmiÅŸler, elinde baÄŸbıçağı Halit'i govalarken, Halit aklı fıymış halde gaçarkene "BaÄŸbıçağı geliyorrr" dimesiyle güccük Mısdavanın adı baÄŸbıçağı kalmıştı. Mısdava'yada "Rabbim" gani gani rahmet eylesin..
NevÅŸeer'imizde böyle lakaplar çoktu; Nacak kafa, Çatkafa, Berec (Recep), At hırhızı gibi.
Niyseem ben yine tarifime devam edeyim...
Arabacı Ahmetagamın evinin karşısı Bulamacın Hüsnaânın eviydi, arka tarafı garacüllelerin eviydi. Gıryusufların evin üstü bakkal EsataÄŸamın eviydi. Bayramlarda bu evin hayadında kıran kırana ceviz oynanırdı. Hanımı Emine aplam Osmanlı gadındı. O evin üstü Çilesizlerin Rasim abimgilin, dibindede Arzın Åžükrü'nün evi vardı. Ötaa yaandaki Merdenlerin Meliha aplamın evin üstünde ise Sadi Abimgilin evi vardı. Tam annacında Garaâadir'in İmin'in evi vardı. Gapısında İminaga'nın takası dururdu.Taka diyip geçmeyin, 1952 modeI ÅŸavrole (Chavrolet) ÅŸahane bi gamyondu.
İminaÄŸa'mın evinin önünde gara cingi daÅŸtan "Karasoku" mahallemizede adını veren soku vardı. İminaaga'mın canına rahmet, mekanı "Cennet" olsun, böyük oÄŸlu "Åževket Kızıl" abime de selâm olsun...
Şevket abim didi ki; bizim gız;
"Al eline kalemi,
"Yaz aklına geleni;
"Sen sor ben diyivireyim didi...
Aklımda da Sadi hocamı yazmak olunca;
Ben sordum o söyledi, o ânaddı, ben dînedim. Derledim, toparladım sizlere de ânadıp, yazıvirdim. Bu vesileyle yazımdaki katkılarından dolayı Åževket abime de buradan binlerce teÅŸekkür edivirdim..
Åžinçik gelelim "iÅŸin özü, sözün közüne." Bakalım yürekten ne gelecek, dil ne söyleyecek, kalem ne yazacak...
"Sadi Teltik" hocam; soy köken Herikli AÅŸireti Türkmenlerindendir. Dedesigile "Deli Hasanlar" dirlerdi, meslekleri bakırcıydı. Rahmetli babası Bakırcı Memmet Emmim vakti saati gelince "Orta Bekdik" mahalleden aktarlık yapan topal Veyis'in kızı Naile hatun ile evlendiriliyor. Åžinciki gibi görüÅŸme, buluÅŸma mı var, büyükler neyi münasip görürse, ne dirse o. Dünür usulü, hasbelkader evlilik..
Memmet Emmi ile Naile Hatunun bu evlilikten Fahri, Muhsin, Hadi ve Sadi ismini verdikleri dört oÄŸlu oluyor. Kendi hallerinde kendi yaÄŸları ile gavrulup geçinip giderkene Memmet Emmi'min ömrü vefa etmiyor. 45 yaşındayken arkasında 4 çocuk, 32 yaşında da tazecik, körpecik bir eÅŸ bırakarak vefat ediyor. Sadi abim ise 3 yaşında yetim kalıyor.
Naile Hatun; Memmed'ini gara topraÄŸa virip, baÄŸrına da taÅŸ basıp, yetimlerine, evlatlarına sımsıkı sarılıp hem analık, hem babalık edip, çalışıp çabalayıp oÄŸullarını büyütüyor dirkeen..
Birgün oÄŸullarını karşısına alıyor, siz çalışacaksınız yetim Sadi'm okuyacak, bunun lamı cimi yok diyor. OÄŸullar vefalı çıkıyor, anaya itaat edip, ana sözü dinleyip; ilkokulu bitiren sanayiye çırak olarak giriyor. Cefakar ve vefakar 3 abi çalışıp çabalayıp hem analarına bakıp hemde güccük Sadi'mizi okutuyorlar.
Gel zaman git zaman; evlerden ırak olsun. Allah kimseye evlat acısı virmesin, oÄŸlunun bitanesi 19 yaşındaki "Muhsin" Avanos Kızılırmak'ta boÄŸuluyor. Naile Hatunun ocağına öyle bir ateÅŸ düÅŸüyor ki hem de ne ateÅŸ. Memmet Emmi'nin ateÅŸi küllenmeden, oÄŸul ateÅŸi Naile Hatunun hem ocağını körüklüyor, bucağını yakıp kavuruyor. Hem de yüreÄŸini, ciÄŸerini yakıp, yıkıp daÄŸlıyor. Naile Hatun yine de yanan yüreÄŸine taÅŸ basıp, kalan 3 evladını gözünden sakınarak yetiÅŸtirmeye çalışıyor, yetiÅŸtiriyor da...
Fahri usta Karoserci (Kasacı)
Hadi usta Tamirci
Muhsin de yaşasaydı Dorseci olacaktı.
Bundan anlaşılıyor ki Naile Hatunun ilkokuldan sonra sanayiye çırak olarak giren çocuklarının herbiri yetiÅŸip, iÅŸinin ehli, barnakla gösterilen çok iyi usta oluyorlar...
Buraya bir virgül koyayım,
"Halının tozu, Yasemin'in sözü bitmez"
Devamını merak ettiniz, şincik yazıvireceğim sandınız dimii...Cıksss
2. Bölümde yazacağım İnÅŸaallah.
Yakında çok yakında....
SaÄŸlıklı, Sıhhatli Günler diliyorum.