KURUMSAL
Kapadokya, Anadolu'da tarihi Kapadokya bölgesinde yer alan bir Helenistik dönem Ä°ran krallığıydı [1] [2]. Eski AhameniÅŸ Kapadokya satraplığından geliÅŸerek satraplığın son satrapı Ariyaratis tarafından kuruldu. Tarihi boyunca arka arkaya üç aile tarafından yönetildi; Ariyarati Hanedanı (MÖ 331–96), Ariyobarzan Hanedanı (MÖ 96-36) ve son olarak Arkelas (MÖ 36–MS 17). Arkelas'ın MS 17'de ölmesinden sonra Roma Ä°mparatoru Tiberyus (MS 14-37) döneminde krallık, bir Roma eyaletine çevrildi.
AhameniÅŸler döneminde, Anadolu'nun "Ä°ranlaÅŸtırılması" önemliydi ve Batı Anadolu, Pontus ve Kapadokya'da geniÅŸ bir Ä°ranlı nüfusu yerleÅŸmiÅŸti. [3] Ariyaratis 19 yıldır Kapadokya satrapı ve AhameniÅŸ krallarının sadık bir destekçisiydi. Ä°ktidardaki AhameniÅŸ hanedanı ve diÄŸer satraplarla da akrabaydı. [4] [5] Makedonyalı Ä°skender, Pers Ä°mparatorluÄŸu fethinin bir parçası olarak Kapadokya'yı iÅŸgal ettiÄŸinde, buraya geçici iki vali atadı. AhameniÅŸlerin düÅŸüÅŸü, Anadolu'daki Ä°ranlılar için kriz demekti. [3] Ä°skender'in zaferi ve Helenistik halef kralların ortaya çıkışıyla, Karya'daki ve muhtemelen Batı Anadolu'daki Ä°ranlılar deÄŸiÅŸen duruma ayak uydurmaya baÅŸladılar. [3] Halis Nehri'nin (Kızılırmak) batısındaki Ä°ran varlığı böylece yavaÅŸ yavaÅŸ kaybolmaya baÅŸladı. [3] Buna karşın nehrin doÄŸusunda olaylar daha farklı geliÅŸti. Kapadokyalılar iÅŸgalci Makedonlara en baÅŸtan itibaren karşı çıktılar. [3] Halikarnas savunmasından sonra Kapadokyalılar, Ä°skender'e karşı Gaugamela Muharebesi'ne katıldılar (MÖ 331). [3]
Karya'daki ve muhtemelen Batı Anadolu'daki Ä°ranlıların aksine, Kızılırmak'ın doÄŸusunda, Kapadokya ve Pontus'taki Ä°ran soylu sınıfı, Makedonlara meydan okuyarak bağımsızlıklarını ilan etti. [3] Ariyaratis Kapadokya'da iktidarı ele geçirmeyi baÅŸardı ve yeni kurulan Kapadokya Krallığı'nın ilk kralı oldu. Krallığın ilk on hükümdarı Ariyaratis'in soyundan gelecekti. Bir sürelik SeleÄŸukos derebeyliÄŸi döneminden sonra Kapadokya Krallığı, III. Ariyaratis döneminde (y. MÖ 255-220) bağımsızlığını kazandı. [6] Ariyarati Hanedanı, Kapadokya Krallığı'na boyun eÄŸdirme giriÅŸimiyle MÖ 1. yüzyılın baÅŸlarında Pontus Krallığı'nın kötü ÅŸöhretli hükümdarı Mitridatis tarafından ortadan kaldırıldı. [7] Bununla birlikte, Roma Cumhuriyeti'nin çıkarlarıyla çatışma halinde olan Romalılar, Kapadokyalıları yeni bir kral seçmeleri konusunda desteklediler. Bu da, baÅŸka bir Ä°ranlı soylu olan Ariyobarzanis oldu. [7] Roma'daki iç savaÅŸtan sonra Romalılar Kapadokya iç iÅŸlerine doÄŸrudan müdahale etmeye baÅŸladılar. MÖ 36'da Antonyus, Kapadokya tahtına, yerli bir soylu olan Arkelas'ı atadı. [7] Roma Ä°mparatoru Tiberyus, onu yaÅŸlandığında Roma'ya çağırdığında Arkelas, orada eceliyle öldü. Akabinde Kapadokya, bir Roma eyaleti olacak biçimde ilhak edildi. [4] Krallığın kuvvetli komÅŸular arasındaki tehlikeli konumu sebebiyle Kapadokya kralları, genellikle Mitridat Hanedanı ve SeleÄŸukos Hanedanı gibi hanedanların üyeleriyle evlendiler. [7]
Agustus döneminde yaÅŸamış tarihçi Strabon (MÖ 63-MS 17), AhameniÅŸ Pers Ä°mparatorluÄŸu'nun çöküÅŸünden neredeyse üç yüz yıl sonra ancak Batı Anadolu'da Perslerin izlerini kaydetmiÅŸ; Kapadokya'yı ise neredeyse Ä°ran'ın yaÅŸayan bir parçası olarak deÄŸerlendirmiÅŸti.
Din
Makedon fetihlerinin ardından, Kapadokya'daki ve baÅŸka yerlerdeki Pers sömürgecileri, Ä°ran'daki dindaÅŸlarından koparıldı. [8] Birinci yüzyılda Kapadokya Krallığı'nda onları gözlemleyen Strabon, Kapadokyalıların birçok Pers tanrısının kutsal mekanlarına ve ateÅŸ tapınaklarına sahip olduÄŸunu kaydetmiÅŸ. [8] Krallığın toprakları, birçok Ä°ran tanrı ve idollerinin yanı sıra Ä°ranlaÅŸtırılmış tanrıların kutsal mekanlarına ve tapınaklarına da sahipmiÅŸ. [4] Strabon, bu sınıftaki birçok kutsal mekan ve idolün önemini vurguluyor. [4] Bunlardan bazıları Kastabala'daki Anahita, Ariyeremneya'daki mecusi Sagaryos ve Arebsum'daki Ahura Mazda'dır. [4] Pireytiya olarak bilinen kapalı alanlarda ZerdüÅŸt olarak tapınırlardı. [9] Strabon, bu pireytiyaların ortalarında, üstünde çokça kül bulunan ve mecusilerin ateÅŸi sürekli yaktıkları bir sunak olduÄŸunu belirtmiÅŸ. [8]
Ä°dare
BaÅŸta krallık 10 satraplık halinde teÅŸkilatlandı. [4] Daha sonradan bu sayı 11'e çıktı. [4] Satraplıklar Yunanca stratigay terimiyle adlandırılıyordu ve her birinin başında soylulardan bir stratigos bulunuyordu. [4] 11 satraplık; Meliten, Katonya, Kilikya, Tiyanitis, Garsoritis, Layonsen, Sargarosen, SaroÄŸen, Åžamanen, Morimen ve Kilikya Trakyası. 11. ve son satraplık olan Kilikya Trakyası krallığa sonradan eklenmiÅŸtir. [4]
Krallık topraklarındaki kontrol, soylular tarafından korunan kraliyet mülkleri ve surlarla saÄŸlanırdı. [4] Ä°ki tür mülk vardı: Mevzubahis soylunun meskeni üzerinde yerleÅŸik olanlar ve tapınak mülkleri. [4] Tapınak mülkleri denen mülklerdeki rahipler, hem dünyevi kuvvete hem de dinsel bir iÅŸleve sahipti. Din adamları, bu çifte rollerinin bir sonucu olarak, kraldan sonra en yetkili kiÅŸilerdi. [4]
HelenleÅŸme
Kendilerinden daha büyük batılı komÅŸuları SeleÄŸukosları ve Pergamonları taklit eden Kapadokya kralları, krallığın çeÅŸitli yönlerini kasten HelenleÅŸtirdiler. [4] Hem Ariyarati hem de Ariyobarzan hanedanlarının üyeleri, Yunan eÄŸitimi alacak ve yerli ÅŸah yerine basilyus gibi Helen unvanlarını benimseyecekti. [4] Her ne kadar Ariyarati hanedanının ilk birkaç kralı, Aramice betimlemeler içeren Ä°ran tarzı sikkeler bastırmış olsa da, III. Ariyaratis ve sonrasında Yunan tarzı sikke ve yazıtlar kullanılmaya baÅŸlandı. [4] Ariyamnes'in saltanatında Yunan yazıtlı ilk sikkeler, Pers kıyafeti içindeki monark tasvirleriyle ortaya çıktı. [3] SeleÄŸukoslar gibi, Kapadokya kralları da yeni kurulan ÅŸehirlere kendi adlarını verdiler (örn. Ariyeremneya, Ariyerete, Arkelas). Ayrıca, her üç kraliyet hanedanı da Yunan polisi tarafından onurlandırıldı. [4] Kabaca bir tabirle, krallıktaki HelenleÅŸme MÖ 3. yüzyıldan itibaren yavaÅŸ yavaÅŸ baÅŸladı ve 2.de hızlandı. [3] Bununla birlikte, krallığın sonuna kadar tüm hükümdarlar Ä°ranlı isimler taşıdı. [5]
BaÅŸkent
Strabon'a göre, baÅŸkent Mazaka büyük nüfusa sahip geliÅŸmiÅŸ bir yerleÅŸkeydi. [4] Çok sayıda köy ve tarlayla çevriliydi. Tüm bunlar, öncelikle kraliyet ailesi, ardından soylular tarafından kontrol edilen surlarla iyice korunuyordu. [4]