Sivil Toplum Üzerine Hülasa

Ziya AÄžCA

Ziya AĞCA Yazarın Tüm Yazıları

GülÅŸehir/NevÅŸehir doÄŸumludur. Selçuk Üniversitesi Elektrik-Elektronik MühendisliÄŸi Lisans eÄŸitimini ve Gazi Üniversitesi Teknik EÄŸitim Fakültesi Elektrik ÖÄŸretmenliÄŸi Lisans eÄŸitimini tamamlamıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisinde fiilen Elektrik M...

Sivil Toplum Üzerine Hülasa

   Tarihsel süreçte ülkemizde, sivil toplum kuruluÅŸlarının diÄŸer ülkelere nazaran hem sayısal hem de iÅŸlevsel olarak yetersiz olduÄŸu günümüzde net bir ÅŸekilde kamuoyunda ifade edilmektedir. Lakin Osmanlı, 600 yıllık hükümranlığında 35.000'in üzerinde vakfın kurulması ve idare edilmesinde etkin görev alması aslında sivil toplum kuruluÅŸunda eksik kalmadığımızı, aksine sivil toplum kuruluÅŸunun baÅŸlangıcı ecdadımızın bizlere en önemli mirası olarak görülmektedir. 

 
   Vakıfların Osmanlı'da ticari, iktisadi, içtimai, siyasi, eÄŸitim ve kültür açısından toplumsal hayata dokunuÅŸları vardı. Toplum tabakalarımızı bir araya getirip kaynaÅŸmayı da saÄŸlıyordu. Vakıf hangi amaçla açılmışsa o ihtiyaç ortadan kalkmadan kapatılmazdı. Bu amacın mutlak surette insanlığa fayda saÄŸlaması zorunluydu. Osmanlı’da günümüzde dikkatimizi çeken vakıf isimlerinden bir kaçını örneklemek sivil toplum hareketinin nasıl bir hassasiyet içinde yapıldığını açıklayacaktır. Leylek Vakfı, Pabuç Parası Veren Vakfı, Kadın Sığınma Evi Vakfı, Yetim ÖÄŸrencileri Giydiren Vakıf gibi binlerce vakıf hizmetleri, insanlık için seferber olmuÅŸtur. Dolayısıyla vakıfların toplum açısından her konuda çözümleyici yapısı vardı.
 
   19.yy da topraklarımızda gerilemeye baÅŸlayan vakıflar vatandaÅŸlarımız tarafından eksikliÄŸi hissedilen bir sistem olmuÅŸtur. Sonuç olarak küreselleÅŸmenin hızla devam ettiÄŸi günümüz dünyasında, sosyal yardımlaÅŸmaya, insan haklarına ve örgütlenmeye dair artık devletlerden önce STK’ların öncülük etmesi, çözüm odaklı çalışması ve en önemlisi kamuoyu oluÅŸturması kaçınılmaz bir gerçektir. Bu gerçekleri ülkemizde bölgesel veya genel anlamda en iyi seviyelere getirmenin geleceÄŸe ışık tutması açısından gençliÄŸe büyük sorumluluklar yüklenmektedir. Bu baÄŸlamda sivil toplum kuruluÅŸları ülkemizde yeniden canlanacak ve hedefine ulaÅŸacaktır.